tarihi roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tarihi roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Eleştiri: Osman- Beyazıt Akman

http://mcdn01.gittigidiyor.net/22994/tn30/229941954_tn30_0.jpg
 Yazar- Akademisyen Beyazıt Akman'ın son kitabı "Osman" iki cilt olarak geçtiğimiz aylarda çıktı. Ancak okuma listemde başka kitaplar olduğu için anca okuyup bitirebildim kitapları.
 Beyazıt Akman'ın ilk önce "Dünyanın İlk Günü" sonra da "Son Sefarad" romanlarıyla tanıdık. Şimdi de II ciltlik "Osman" romanı. Yazarı bilenler bilir, romanlarında kahramanların gözünden, farklı bakış açılarından ilahi bir anlatım biçimi vardır.
 "Osman" romanı da böyle: Moğol istilasının ardından; Selçuklunun, Anadolu'daki hakimiyetini yitirmesi, Bizans baskısı, Haşhaşiler, vb. irili ufaklı birçok grubun arasında ayakta kalmaya çalışan minik bir beylik. İşte bu minik beyliğin bir imparatorluğa dönüşmesi için Allah yolunda mücadele veren yiğit Osman Gazi'nin öyküsüne tanık oluyoruz kitapta, II cilt boyunca. Roman; çoğunlukla Osman'ın gözünden olmakla şövalye Mihal, Yunus Emre, Marco Polo ve her kitabında olduğu gibi Amerika'da araştırma yapan Beyazıt'ın gözünden anlatılmakta.
 Gerçekçi karakterlerle, tarihe saygılı uzun ve yıllara yayılmış-4 yıl-titiz bir araştırma sonucu yazılan bu roman yine çok başarılı, yazarın diğer kitapları gibi. Nasıl ki Ahmet Ümit cinayet romanını bu ülkeye sevdirip başlıca yazarı olduysa Beyazıt Akman'ın da tarih romanı alanında aklımıza gelen ilk isim olması işten bile değil. Her ne kadar son yıllarda Osmanlı tarihine ilgi artmış ve art arda kitaplar yayımlanıyor olsa da bunların çoğunluğu pop kitaplar ve Batı tarihçiliğinin dayatması olan haremli, efsunlu oryantalist bakış açısına sahip eserler. İşte yazar tam bu noktada kendi kültürümüzü, özümüzü bize anlatmakta. Yağlı güreşler, okçuluk, Türk çadırları, savaş taktikleri, yaşam biçimleri, dini algılayışları, Türk töresi ve Oğuzlar. Hepsi bu romanda bize anlatılmakta.
 Yazarın eseri bu alandaki zirve eser olan Kemal Tahir'in "Devlet Ana" romanından hiç de geri kalmamakta içerik olarak hatta fazlasını bile sunuyor olabilir; ancak Kemal Tahir'in o muazzam diline yaklaşamıyor. Romanın ve yazarın tüm romanlarındaki tek eksiği de bence bu. Dönemin dilini tam olarak yansıtamaması. Ancak estetik kaygıdan çok akademisyenliğin verdiği etkiyle yazar biraz da öğreticiliği amaçlıyor.
 Her ne olursa olsun alanındaki bu çok özenli hazırlanmış güzel romanı okumanızı öneriyorum.

28 Mayıs 2014 Çarşamba

ELEŞTİRİ: SON SEFARAD İMPARATORLUK II: SULTAN BAYEZİD'İN SAVAŞI


Son Sefarad İmparatorluk 2 : Sultan Bayezid'in Savaşı
 İlk kitabı "Dünyanın İlk Günü İmparatorluk-I" ile edebiyat ve tarihi roman alanında kendisine çok sağlam bir yer edinmiş olan Beyazıt AKMAN ikinci kitabı "Son Sefarad İmparatorluk II: Sultan Bayezid'in Savaşı" ile de bu yerini yine pekiştiriyor.
 İlk kitabını yaklaşık 6 ay sonra okumuştum; ama bu sefer arayı fena açmışım ki maalesef çıktıktan 1,5 yıl sonra okuma şansım oldu II. kitabı.
 Yazar Beyazıt AKMAN, Amerika'da akademisyen olarak yaşamını sürdürmekte. İlk kitabını tam 5 yıllık bir araştırmadan sonra 30 yaşında (2009) yayımlıyor. İkincisi de 3 yıl sonra geliyor. Çok genç yaşta bu kadar sağlam ve değerli iki kitabı yazdığı için biz de gururlanıyoruz kendisiyle.
 İlk kitabında Fatih'in İstanbul'u fethini çok yönlü olarak anlatan yazar, ikinci kitabında ise 1492'de İspanya'dan kurtrılan musevilerin hikayesini ve Sultan Bayezid'in hikayesini anlatıyor.
 Kitabı 100'ü aşkın bölümden oluşuyor. Yazar dönem hakkında o kadar çok bilgi sahibi ve bunu romanda öyle ustalıkla-olayların akışında-yedirmiş ki kesinlikle akademik bir dile kaçış yok; tam tersine soluksuz okunan bir tarih roman havasında. Anlatım kesinlikle çok başarılı.İlk kitabıyla aynı başarılı üslubu kullanıyor yazar.
 İçerik olarak ise belli bir olayı (musevilerin kurtarılması) o kadar çok kahramanın gözünden anlatmış ki insan okurken bu kadar kahramanı olayı nasıl bağlayacak birbirine demeden edemiyor.
 Osmanlı casusu Kara Davud, Yahudi David,Kemal ve Burak Reis, Piri Reis, Kristof Kolomb, Sultan Bayezid, Yazar genç Bayezid, Esther ve ailesi, vb. gibi o kadar çok yönden ele almış yazar.
 Yazar ülkemizdeki komplo teorisi salgınından dolayı-ki geri kalmış ülkelerde sıkça görülür- kendisini açıklama yapmak zorunda hissetmiş. Kendini genç Bayezid olarak romanın içine yerleştirmiş, musevileri neden anlatıyorsun, diyenlere karşı açıklama yapmış bir nevi. Onu da o kadar başarılı bağlamış ki matbaacılıkla uğraşan David'in torunlarından bu hikayeyi dinliyor olarak atmış hikayenin içine kendisini.
 Yazar başkahramanlarının isimlerini de Davud ve David olarak aynı kökten gelen isimlerden seçmiş ki insanların aynı kökenden geldiğini, kültürlerin etkileşimini, evrenselliği, kardeşliği, barışı anlatmak istemiş.
 Neticede 600 sayfayı aşan hacimli yapısıyla bu roman sizin gözünüzü korkutmasın. Kesinlikle bir çırpıda soluksuz okunacak bir roman.
 (Yazarın İmparatorluk serisinin III. romanını da heyecanla bekliyoruz. Bu sefer bu kadar geç kalmayacağım ayrıca kendi kendime de söz verdim.)
dunyanin-ilk-gunu-imparatorluk-1-beyazit-akman
"İmparatorluk-I"