Söylenecek çok kelime var da diyemiyor insan, hani dokuz boğum varmış ya insanın boğazında hepsi de düğüm düğüm bugün. Yutkunmak bile zor. Sayı her geçen dakika artıyor. Sanki sıradan bir şeyden bahsedirmişcesine hem de.
157...201...205....245...276...
Hani bu kadar balık toplu intihar edip karaya vursa dayanamaz da içi burkulur ya insanın. Sedyelerden taşınmasını seyrediyoruz biz sırayla bu emekçilerin.Ekmek parası uğruna cennete uçmuş emekçilerin.
Haklıydı, yıllar önceki ben. Üniversite -özellikle 2007/08- yıllarında da terör azmış, her gün ocaklarımıza ateşler düşmekte gencecik fidanlarımız şehit olmaktaydı; o yüzden bu ülkede kültür-sanatın yapılamayacağına inanırdım. Masallar anlatmak gibiydi, insanları unutmak gibi bi şeydi sanki; çünkü gencecik fidanlar şehit oluyordu.
Bugün de anladım ki kültür-sanat yoksul ve geri kalmış ülkelerde de zor yapılır. İnsanların asgari ücret karşılığında yerin 400 metre altında çalıştığı ülkede de sabah evden çıkarken ailesiyle helalleştiği bir ülkede de yapılamazmış. Düğümlenirmiş sözcükler boğazına insanın.
Oysa madenciliğin kaderi bu olamaz, olmamalı. Burun kıvırdığımız Avrupadan en yakın örneği 100 yıl(!) önceden verebiliyorsak Almanya'da, Fransa'da, İtalya'da son 45-50 yıldır bir tek madenci ölmemiş; son 10 yılda ise burnu kanamaz bile olmuşsa neden bizim işçilerimizin kaderi ölmek ?
BİR AVUÇ KÖMÜR İÇİN, ÖMÜR VEREN TÜM MADENCİLERİMİZ İÇİN
BAŞIMIZ SAĞ OLSUN !!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder