Yaş 27,
Nisan 28...
Özdemir Asaf'ın dizelerini andırdı sanki ya da sıradan bir insanı konu edindiği için Orhan Veli'yi belki de devamında gitgide ölüme yaklaşan dizeler eklesem Cahit Sıtkı'yı...
Öyle ya da böyle alıyoruz günden güne yaşları ve gitgide yaşlanıyoruz, yıpranıyoruz, sinir sistemimiz daha da yıpranıyor daha da tahammülsüz oluyoruz.
30'a yaklaşıyorum şimdi adım adım. En nefret ettiğim şeye yaşlanmaya gidiyorum adım adım. Sevmiyorum işte yaşlanmayı, yaşlı olmayı. Hep genç kalmalıyım.Ellerim kahverengi lekelerle dolmamalı, yüzüm buruşmamalı, atlayıp zıplamalıyım, nefesim kesilip"Benden geçmiş artık."dememeliyim. Olgun ve ağırbaşlı bir insan olup "Ahhh! İşte gençler bu böyle olmaz, şöyle olur." deyip kimseye akıl vermemeliyim ya da kimse tarafından dikkate alınmayan duruma düşmemeliyim. Sevimli, neşeli kalmalıyım, beni beğenen bakışlar hep üzerimde olmalı,giydiğim yakışmalı üzerime sırıtmamalı.
Cengiz Han'ın doktorları bulamadı amma bizim doktorlar bulur belki ölümün çaresini ya da bulamazlar neticede demiyor mu kutsal kitabımız, "Her nefis ölümü tadacaktır." diye o zaman kurtuluş yok. Tamam da bir umut, belki belki uzun yaşamanın sırrını bulur hekimlerimiz. Yok yok, o da olmasın uzun yaşayıp ne yapmalı ki gençliğin sırrını bulmalılar, yaşam enerjisinin sırrını bulmalılar; yapmalıyız aşıyı ya da almalıyız hapı; birden gençlik enerjisiyle dolup taşıp uykusuz gecelerimiz olmalı sevdiğimizle, sevdiklerimizle ya da başıboş olmalı tadını çıkarmalı sabaha kadar bu hayatın ve az birazcık uykuyla hayata kaldığımız yerden devam etmeliyiz.
Korkuyorum sevmezsem yaşlanınca hiçbir şeyi ya da en korkuncu sevilmezsem. Şimdi güç ben de güçlüyüm, kudretliyim özgüvenim de var çevremde sevenlerim de hayran olduklarım da var hayran olanlarım da peki ya yarın nerde söner bu tadına doyamadığımız fani dünyanın feneri ha ?
Ya kimsesiz sahipsiz bir düşkünler evinde mi ya da tek gözlü bir barakada mı ?
Korkular işte, hem de fena halde paranoyakça; eminim bundan hatta çok erken belki de dillendirmek için de ne bileyim normal de sürekli düşünse yaşayamaz insan da böyle senede bir falan düşüyor aklıma deli sorular. Hani birisinin cenazesinde de ölümü düşünürüz ya onun gibi bi' şey işte...
Zaten ölümü bilerek yaşamak da insanın en büyük trajedisi de ona girmeyelim bugun.
Haa bu arada bu adam neyin bunalımında diyenler; çok şükür çılgınca partilerimiz yok ama ailemle doğum günlerinde pasta keseriz gayet de mutlu oluruz o ayrı mesela dedim ya bunlar senede bir gün akla gelen deli sorular.
Herkese güzel günler ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder