Muğla'da film çekip Muğla ağzı kullanılmaya 2006'da kendisi de hemşehrimiz olan başarılı yönetmen Yüksel Aksu tarafından çekilen, OSCAR'da en iyi yabancı filmler dalında Türkiye'yi temsil eden "Dondurmam Gaymak" ve 2011 yapımı "Entelköy Efeköy'e Karşı"da rastladık.
Yüksel Aksu ilk filmi "Dondurmam Gaymak"ta bir tane yarı-profesyonel oyuncu hariç tamamı Muğla halkından oluşan bir film çekerek ve bununla da Türkiye çapında beğenilen bir iş yaparak müthiş bir başarıya imza attı. Keza ikinci filmi "Entelköy Efeköy'e Karşı"da da aynı başarıyı tekrarladı. İki filmde yöremiz insanın kapitalizm karşısındaki duruşunu anlatır: İlk filmde bir dondurmacının büyük dondurma şirketleri ile rekabetini kendince dik duruşunu, ikinci film ise topraklarında büyük sermayenin yapmak istediği termik santrala karşı halkın parayı tercih edişini anlatır. Muğla ağzı bu filmlerde yerli halkın da etkisiyle müthiş başarılı biçimde kullanılır.Bu iki film de artık bizim için bir düğün keşkeği, bir zeybek, bir Ormancı türküsü neyse o kadar kıymetli ve sahip çıkılması gereken varlıklardır; bir nevi kültürel zenginliğimizdir.
80'li yıllarda Bodrum'un keşfedilmesiyle çekilmeye başlayan Türk filmlerinde Muğla ağzına pek rastlamayız. Bu filmlerde genellikle büyükşehrin karmaşasından ya da bir aşk macerasından gönlü yaralanıp kaçıp gelmiş kıyıdaki salaş meyhanede rakı-balık yapıp dertlerinden kurtulamaya çalışan insanları konu alır. Bu filmlerde yerli halk masumdur,temizdir;yerli ahaliden çok fazla kişi görülmez. Eski bir balıkçı teknesinin kaptanı, birkaç esnaf; bu yerli tipler genellikle Yeşilçam'ın eski oyuncularıdır, yörenin ağız özelliklerini pek kullanmazlar; temiz, insancıl tiplerdir.
Yaşamak Bu Değil(1983), Sultanoğlu(1986), Seni Kalbime Gömdüm(1982), Alev Alev(1984) akla gelen ilk filmlerdir.
Daha sonra Türk sinemasının derin sessizlik döneminden Muğla'da nasibini alır taa ki 98 yılındaki
Cem Yılmaz ve Mazhar Alanson'un başrolleri paylaştığı"Her Şey Güzel Olacak" filmine kadar. Film Bodrum-İstanbul arasında iki kardeşin hikayesini anlatır.Yine Muğla ağzına pek rastlamayız bu filmde de.
Peki yabancı filmler açısından Muğla dersek de 2012 yapımı bir Bond filmi olan "Skyfall"ın Türkiye sahnelerinde Fethiye' de yer aldı. Ve son olarak Russell Crowe'ın son filmi olan ve Cem Yılmaz ile Yılmaz Erdoğan'ın da yer aldığı "The Water Diviner"da Fethiye'de Kayaköy ve Tlos Antik Kenti'nde çekildi.
Hep filmlerden bahsetmişken aslında dizilerin katkısını da azımsayamayız; çünkü 80'lerden Dondurmam Gaymak(2006) filmine kadar sinemada Muğla ağzı pek yer almaz. Taa ki 2004 yılında Küçük Emrah'ın çektiği "Büyük Yalan" dizisine kadar. Ve bundan sonra da Muğla ağzının doğal sevimliliği ve komedisini keşfeden yapımcılar tabir yerindeyse yardırdılar, Muğla ağzının yaygın olarak kullanıldığı dizileri: Baba Ocağı (2008), Düriye'nin Güğümleri (2010). Hatta Çocuklar Duymasın'ının yeniden çevrimindeki Denizlili dünürler de muhtemelen Muğla ağzının popülerliğine kapılmayalım diye yapımcılar tarafından en yakın ağız özelliklerine sahip Denizlili yapılırlar.(Not: Muğla ağzına en yakın ağız özellikleri Denizli'ye aittir. Komşularımız Antalya'nın, hatta ilçemiz Fethiye'nin bile ağız özellikleri Muğla ağzına benzemez.)
Ve tabii tüm bunların içerisinde Yüksel Aksu ve filmleri apayrı bir yere sahiptir;çünkü onun filmleri bizi yani Muğlalıların hayatını, kültürünü, özlü sözlerini, küfürlerini yansıtır.
Kendisinin yapım aşamasındaki son filmi "İftarlık Gazoz'u da heyecanla bekliyoruz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder