Ah! Bir çocuktum, şairin dediği gibi çöp gibi bir oğlandım ipince, sıska kendine güvensiz. Taa uzaktan bir platonik aşktı bu yaşanan. Görüp, baktığın hayranlık duyduğun; sessiz sedasız yanından geçen, senin farkına varılmayan gizli özne bile olamadığın bir öykü hem de. Sussan mümkünü yoktu, konuşsak da çaresi yoktu. Servisten iner seyredersin, kantine gelir seyredersin, yolda kafasını sallar sağa sola, neşeli hayat doludur, seyredersin; seyredersin de seyredersin.
Bir gizli yemin mi sanki gidip konuşsan n'olur ki en fazla Türk filmlerindeki şımarık kızlar gibi güler sana, biraz dalga geçer seninle. Ki bu en kötü olasılıktır belki de hiç öyle olmazdı, ne bileyim işte geçmiş gün. Seyretmek yerine konuşsaydık keşke. Onun boynundaki ben'le, kendi boynundaki ben arasında bağlantı kurup romantik düşlere kapılmaktansa...
Artık yıllar filmlerdeki gibi akıp gider; aklından çıkar, unutursun, başkaları da girer hayatına üstelik, iş güç falan filan derken farkına varmazsın. Taa ki yine görene kadar.
On yıllar devirmişsindir sanki çok fazla da ömründe görmeyeli bir on yıl, hatta on iki yıl olmuştur...
Öylece yakından da değil her şey kaldığı yerden canlanıverir sanki. Zaman geriye gider, kıyafetler değişir, omuzlar incelir, yüzler sivilcelenir, boyna kravat gelir, ses incelir, özgüven gider; o çocukluk gelir işte. Sanki o yine yanı başından geçer de farkına varmaz. Yanındaki tıfıl kankan seni öyle görünce teselli eder kendince: "Boşver be kanka."
Artık yıllar hızlı geçmişse zaten yitirilmişse çokca zaman, bu sefer beklenilmemelidir. Anlatılmalıdır içte kalan her şey, açıkca, en çıplak haliyle hem de. O gizli saklı, saçmasapan geçen yılların acısı çıkarılmalıdır artık. Cesur olunmalıdır, hem de fazlasıyla, hatta cüretkar.Sitem olmamalıdır; ama gülünmelidir geçip giden zamana biraz acı acı da olsa. Hiçbir şey bu sefer yarım kalmamalıdır. En derinde en dorukta yaşanmalıdır her şey. Çünkü hayat kısadır, kuşlar uçmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder