24 Kasım 2015 Salı

Bazen

 Bazen...Bin bazeni vardır insanın, nedenli ya da nedensiz. Hiç fark etmez kaybeder de bazen. Kaybetmek de bazenlere dahildir, tıpkı ayrılıkların sevdaya dahil olduğu gibi(Atilla İlhan'dan alıntı. yn) ya da bazen de kaybetmek gerekir. Ya da Teoman'ın şarkı sözü gibi, "Ne yaparsan yap olmuyor, bazen."dir, hayat. Karmakarışık tahlillerin anlamı da çok yok ya. Netice de "bazen"lerin kaybetmek tarafında yer almışım.
 Ben de kaybettim yaklaşık bundan iki ay önce. Böyle gelirmiş ansızın insanın yüreğine, birden yitirirmiş insan, yaşama sevincini; öyle bir ruh, bir hayalet olup gezermiş caddelerde, sessiz sedasız.
Baktım da iki ay olmuş yazmayalı, değil bloga; bir deftere, sayfaya da...Neyse ki okumadan kopmadım. Yitirmedim içimdeki okuma aşkını.Kendimi koyvermedim, direndim adeta Ahmed Arif'in dizelerindeki gibi:
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip.
...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile
Tırnak ile diş ile.
 Kaybettim, içimden kopup gitti belki bir şeyler ama gerçekten direndim. Okudum, yazmadım belki ama okudum. Spor yaptım, yapıyorum da. Çok sevdiğim bisiklete, koşuya, yüzmeye devam yine. Futbola da devam, izlemeye de oynamaya da. E sevenlerim de yanımda, sevdiklerim de. Şükür...
 Hayat zaten basit ve yalın olmalıdır. İnsan da kendi olmalıdır. Yoksa sahtelik, sığlık üzer yıpratır insanı. Ancak ilgileri olmalıdır. Boş yaşamamalıdır insan, sadece nefes alıp vermekten ibaret olamaz insan hayatı. Ya da biriktirmeye odaklı bir hayat değil. Sevebilmeli, her şeyi değilse bile değer verdiklerini. Yeniden umutları olmalı, düş kurmalı; ancak insanlardan uzak durabilir, insanların hayal kırıklığı getirdiğine inanıyorsa saygı duyarım; çünkü ben de tam olmasa da böyle düşünüyorum. 
Dayanmalı ve direnmeli insan ölümü düşünse bile, kıyısından dönse bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder