23 Temmuz 2012 Pazartesi

SEZEN AKSU- BİLE BİLE

   Albümün ismi de etkilermiş insanı.(Düş Bahçeleri) Bu öğleden sonra tv'nin karşısında içi geçmiş yarım yamalak bir uyku halindeyken dizi de her zaman ki gibi dramaya bağladılar ve şarkı çalmaya başladı.Çaldıkça benim uyku sersemi halimden zihnimden kareler geçti: aşka dair sevgiye dair ve nasıl etkiledi ki gecenin bu saati oldu aralıksız dinliyorum şarkıyı. 2,5- 3 saattir, winamp'taki tek şarkı olarak çalıyor.
   En son 2004-2005 o  zamanlarda dinlemiştim. Discman'im de dinlediğim üzerinde "slow" yazan cd'mde vardı en son bu şarkı.
    Yıllar geçmiş dinlememiştim, uzun bi aradan sonra dinleyince de fena çarptı doğrusu.
    Şarkı 96 yılının "Düş bahçeleri" isimli albümüne ait. Ama ondan önce taaa 1990 yılında ilk albümünde(Sevgiliye) Aşkın Nur Yengi söylemiş, Harun Kolçakla düet yaparak. (Ben hep ilk söyleyen Sezen Aksu diye bilirdim-yanlış bilirmişim) Sezen Aksu'da sözü ve müziği kendisine ait olan şarkıyı 96 yılında Yaşar Gaga'yla düet olarak söylemiş.
     Daha sonra Levent Yüksel de dahil olmuş düet olayına ve Sezenle bir düet de o yapmış.Hangisi daha iyi, değil derdim şarkının ta  kendisi  

      Bazen öyle kördüğüm olur ki istesen de kalmak istesen de kalamazsın:
        
"Bir arada olabilmek ne mümkün
Bir arada kalabilmek
İmkansız
Seneler alıp gitmiş
Ne var ne yoksa her şeyi"  
                                             der kabulenilmiştir ayrılık her şeye rağmen; ama  o insanın acizliği yok mu aşk karşısındaki...İşte birden tepetaklak olur her şey:

 "Geri dönmek inan işten değil
Hani var ya tutamazsın kendini
Bir ümitle ya olursa, dersin hep
Bile bile herşeyin bittiğini"
    
                                           
                                            sonradan koyar işte insana hem de "Akıp gider zaman sana aldırmadan..."







22 Temmuz 2012 Pazar

AŞKA TÜRLÜ ŞEYLER-KENAN DOĞULU




    3 yıl bekledikten sonra büyük bir özlemle kavuştuk Kenan Doğulu'nun albümüne. Pek fazla ortalıkta görünmediği 3 yılda, son zamanlarda Beren Saat aşkıyla gündeme gelen; ancak Beren'den sonra haberlerde adı geçmesi sebebiyle sevenlerini de bir hayli üzdü.
   Eee haliyle üzülüyor insan. 1993 dile kolay, Kenan Doğulu'nun çıkışı; uzun saçlarıyla, sevimli, sempatik yüzüyle de kendini sevdirmiştir. Ben de kendimi her zaman yakın hissetmişimdir Kenan Doğulu'ya. Şarkılarıyla büyüdük desek yeridir: "Yaparım Bilirsin"ler, "Sımsıkı"lar, "Ex Aşkım"lar dinlenip akıllara kazınınca insanın Kenan Doğulu'dan hit işler beklemesi de normal oluyor.






    Tıpkı "Çakkıdı" gibi. 2006 yılında çıkan muheteşem"Festival" albümüyle Kenan Doğulu zirveye çıkmıştır. Çakkıdı, Avrupa'da listelere girmiştir.
"Baş Harfi Ben", "Aşk Kokusu" "Ara Beni Lütfen" "Olmaz" gibi ayrı birer albümde tek başına hit olabilecek muhteşem şarkıları tek bir albümde toplamıştır.










    Aradaki Eurovision macerası ve "Hayal Kahramanım(2008)" gibi single çalışmasından sonra 2009 yaz başında  bu sefer de Amerikan R&B yıldızlarının çizgili takımlarından etkilenip müzik tarzının da ipuçlarını kapak fotoğrafından verdiği "Patron"  albümüyle karşımıza çıktı.
  "Rütbeni Bileceksin", "Öp", "Etme","Beyaz Yalan","Şimdi Burada" ve bir klasik olan "Aşkkolik" şarkılarıyla da çok başarılı bir albüm ekledi "diskografisi"ne.










































































Ve beklenen albüm 5 temmuzda geldi: "Aşka Türlü Şeyler":









        Güzel bir kelime oyunuyla başarılı bir isim vermiş albüme Kenan Doğulu. Albümde 2009 "Patron"dan sonra özellikle Avrupa'daki son zamanlardaki "dubstep"(Daha Türkiye'de yok.) modasından sonra Türkiye'de bu işi marjinal olarak belli bi kitleye Bedük yapar; geniş kitlelere ise daha "soft" biçimde Kenan Doğulu yapabilir diye düşünmüştüm. Tabii bu örnek biraz uç gelebilir; ancak "Patron"un altyapıları, Ozan Doğulu desteği derken bu düşünce geldi aklıma. 
        Geçelim albüme çıkış zamanı olarak klasik bir popçu zamanı; ama Kenan öyle bir albüm yapmış ki sonbaharda yapsa daha çok tutulacağı kesin. Akla da ister istemez geliyor ?
        Piyasaya 20 yıldır bu kadar hakim olan birisi böyle şarkıları niye böyle bir zamanda çıkarır ?
        A) 3 senedir pek piyasada yokum eldekilerde bunlar daha fazla beklemeyelim.
        B) Artık zirvedeyim ne yapsam tutar; zamanının bi önemi yok.
        C) Artık aşk zamanı 20 yıldır yaptım yapacaklarımı nasıl olsa

   Kral Tv Müzik Ödülleri Gecesi'nde "Bal Gibi"yle zaten albüme dair ipuçları almıştık; ancak bu kadar duygusal, sade bir albüm yapması da akla gemezdi doğrusu Kenan Doğulu'nun.
   Albümde 16 şarkı var:
          01. Kenan Doğulu Aşka Türlü Şeyler
          02. Kenan Doğulu Bal Gibi
03. Kenan Doğulu Bir İleri İki Geri
04. Kenan Doğulu Şeytan Tüyü
05. Kenan Doğulu Kardan Kadın
06. Kenan Doğulu Rica
07. Kenan Doğulu Zevk Alalım
08. Kenan Doğulu Tencere Kapak
09. Kenan Doğulu Bisiklet
10. Kenan Doğulu Hayırdır İnşallah
11. Kenan Doğulu İstanbul
12. Kenan Doğulu Şans Meleğim
13. Kenan Doğulu Doktor
14. Kenan Doğulu Bunlar da Geçer
15. Kenan Doğulu Kalp Kalbe Karşı
16. Kenan Doğulu Güle Güle


"Aşka Türlü Şeyler","Bal Gibi","Bir İleri İki Geri", "Şeytan Tüyü", "Kardan Kadın", "Rica" gibi şarkılar albümün hitleri. Benim favorimse "Bir İleri İki Geri"
 Şunu da belirtmeliyim ki  kendisini canlı olarak izleme fırsatı bulduğumda anlamıştım kalitesini bikez daha. Gerçekten sahne performansı çok üst düzeyde Kenan Doğulu'nun.
Neyse Kenan Doğulu'ya bu albümünde canıgönülden başarılar, bol şanslar  diliyorum ....
Nerelerdeydin dediği "Şans Meleği" yanında olsun :)



 



                        Kenan Doğulu-Bir İleri İki Geri:                                                            
                                        
                                                                                                                                        Bir ileri iki geri bu neydi böyle
Üzerimden aşk mı geçti
Birileri farkına varmalı bence bazı şeyler değişti
Bazı şeyler tükendi
Akılsız gönül yine yıkıldı
İlk mi darbemiz sanki
Bile bile kaç kere kabul ettim hep seni
Tatlı günlerin buruk özlemi varken
Aynı olmak isterken
Hep hayal kırıklığı
Denedik ya kaç kere
Ama bu sefer bana bir şey oldu
Kararttım gözlerimi
Ama bu sefer
Bir ileri iki geri bu neydi böyle
Üzerimden aşk mı geçti
Birileri farkına varmalı bence bazı şeyler değişti
Bazı şeyler tükendi
Doğru sandığın yanlış anahtarından
İki tane yaptırdık
Belirsizle kilitli
Bende kuvvet kalmadı
Bana bu sefer ne olur dur deme
Bıraktın iplerimi tabi uçabilirsem
Bir ileri iki geri bu neydi böyle
Üzerimden aşk mı geçti
Birileri farkına varmalı bence bazı şeyler değişti
Bazı şeyler tükendi














YOLUNDA GİTMEYEN ADAM OLABİLMEK-10 YIL






 

   Bir kendiliğindenlik hali var üzerimde; ıssız adam mı, desem; sessiz adam mı,
yoksa "yolunda gitmeyen adam " mı desem ?  Desem de peki  "Neden yolunda gitmeyen adam ?"

   Günler, aylar, yıllar önce kendi halinde nahif bir çocukken hayattan beklentileri standart bir çocukken-tabii çocuktan kasıt lise yılları falan- hayata daha iyimser, tabiricaizse toz pembe gözlüklerle bakarken....
Neyse görüntümüz flulaşsın, biz de geçmişe dönelim, bi 10 yıl öncesine...
   Derken....
   Bende ki fiziksel değişim devam ediyordu; bir taraftan kıllanma, bi taraftan boy atma-gerçi öle bi boya sahip değilim de- ses tellerinin kalınlaşması, komplekslere girme-başta burun kompleksim,sonra yok oldu, o kadar da büyük değilmiş- aynalara bakma, uzun uzun kızlara yazma, kısa kısa reddedilmeler derken ergenliğim fiziksel değişim, komplekslerim ve reddedilmelerim üçgeninde yürüyordu..

   Derken....
   Dış dünya böyle değildi, Amerika önce Afganistan'a sonra da Irak'a saldırmış; kanlı bir savaşı günmübirlik canlı yayınlarla izliyorduk.
   İçerde ise bir ekonomik buhran belirdi-2001 krizi- sonrasında da  iktidar değişimi. Yılların alışkın olduğu çok partili koalisyonlarının yerini artık  mağdur olduğunu iddia eden  bir "tek" parti iktidarı alıyordu.
   Ve belli bir yaşamın dayatılmasından korkulan kitleler de seslerini yükseltmeye başlıyordu.
  Ülke kimi çevrelerce günden güne demokratikleşirken-yetmeyip "ileri demokrasi"ye geçerken-kimi çevrelerce de baskıcı tek parti rejimine doğru ilerlemekteydi.

   Ammavelakin peki ya insanlar bizdeki gelişmeler neydi de , n'oldu ?
   Önce işte heyecanlı, girişken atak bi çocuktum her konuda konuşabilecek kadar da geveze-cahilli işte- derken bu hızlı zamanlar aylarca çalışıp  üniversiteyi kazanmamla da devam etti.
Ama hafif bir boşluk etkisi yapmıştı, üniversite; hissediyordum ki normaldi de orta gelirli bir ailenin çocuğu okumaktan başka ne yapabilirdi ki ?
   Derken...
   Bu üniversitenin hemen başında, o güzel kızı gördüm; görüşmeler, buluşmalar derken bi anda elele gezerken buldum kendimi. Lise yıllarının kompleksli, kızların pek fazla yüz vermediği ergeninden nerdeyse abla diyeceğim kızların yan gözle bakmaya başlamasıyla büyüdüğünü hissetmiş saçlarını da uzatmış,tipi de fena sayılmayan delikanlıya doğru yol alıyordum.
   Bu kızda sinsice içimde yolalıyordu. Gel zaman git zaman yaşanan-çoğu zaman tek taraflı-acılardan sonra ayrıldık. Her yiğit delikanlı gibi alkolizmaya sarıldık, içip içip unutuyorduk, unutamadığımz zamanlarda da telefona sarılıyorduk.
   Neyse bu 18-19 yaş üniversiteli çocuk buhranını da atlattıktan sonra acılar dindikten sonra ruhum kalınlaşıp sertleşti adeta. Kimse sevilmez oldu tarafımdan; "herkessiz"  yaşayabilirliğime olan inancım beni yalnız bir adam yaptı. Artık klasik "tek gece adamı" oldum. Nasıl olsa  tek başıma da yaşardım.
 İşte bu düşünce uzun yıllar egemen oldu.Hala da kısmen egemen. Daha sonra geç kalmış bi şekilde kitaplara sarıldım-eskiden de okurdum da- haftada 2,3 kirişi kırdığım zamanlarda 5 kitap okuyordum ve varlığımdan utanıyordum nasıl da cahilmişim diye-yıllar sonra okumaktan pişman olacağımı bilmeden.

   Derken....
   Üniversite de bitiyordu, sistem düşmanı okulun ve derslerin anlamsız olduğunu düşünen  kitapların gerçekliğine inanan bir adamdım  artık.
   Sevgiye de muhtaç değildim, nasıl olsa kimse olmadan da yaşayabilirdim.
   Üniversite bitti çok geçmedi çalışma hayatına atıldım. İlk başlarda sıkılsam da  sonra alıştım, sevdim. Herkes eğitimliydi.. Askere gittim kısa dönem olarak 5 ay 5 günü çok zor geçirdim. Çoğunluğu eğitimsiz çocukları anladım, sevdim hatta; ama üniversite bitirmiş boş adamları anlayamadım. Uzun dönem çocukların bile şaşırıp "Bu, nasıl üniversite bitirmiş, dediği insanlardı." diğer arkadaşlar. Neticede yalnız ve sıkıntılı zamanlardı, askerlik zamanları. Uzun geçmek bilmeyen nöbetler ve olmayan özgürlük beni çok olgunlaştırıp bana çok şey öğretti: Elleri cebinde gezmenin, rahat rahat sigara içmenin, deliksiz uyku uymanın, yatağı dağınık bırakmanın, tabaktan yemek yemenin, halıya basmanın özgürlüğünü öğrendim.
   Ana izlekte ise küçük şeylerle mutlu olmayı öğrendim.
   Askerdeyken bana her türlü desteği veren, sevgisini esirgemeyen, bi daha zor bulabileceğim bir sevgiliyi mutlu edemem, diyerek terk ettim. Ondan özür diliyorum tekrar....
   Ve çok okudukça insanlardan ayrıldım, daha az konuşur, oldum; kendimce aydın-toplum çatışmasına girdim. Keşke az okuyup gündelik yaşayaydım dedim; geri kalmış ülkemin haberlerini bile izlemez oldum.
   Ve hayata kaldığım yerden devam ediyorum askerden sonraki 2 yıldır da çok bi şey değişmedi işte . araba aldım falan filan maddi değişimler işte sadece...
   Ama artık sevgiye ve sevilmeye muhtaçlığımı da anlıyorum. Bazen bir çocukmuşcasına başımın okşanmasını istiyorum, bazen öpülmeyi; bazen de öpmeyi işte bütün mesele bu öylesine yalnızlıktan kurtulma isteği ama kimle?

....işte bir 10 yılın kısa özeti bu bende
yolunda giden çocuktan nasıl oldu da
"yolunda gitmeyen adam" oldum benin cevabı...................................