26 Haziran 2013 Çarşamba

90'LAR BAŞLIYOR


Çocukluğumuzun yani başarılı sloganıyla "SOKAKTA OYNAYAN SON ÇOCUKLARIN DİZİSİ" 90'lar bu akşam başlıyor. Ne diyelim hayırlı uğurlu olsun, umarız fragmanları kadar başarılıdır, beklentilerimizi karşılar ve uzun soluklu olur. Heyecanlıyız :)))

Sinema TV - Yeni Logolar

D-Smart'ta severek izlediğim Sinema Tv'lerin logosu değişeli yaklaşık 25 oldu. Çoğu değişiklik gibi ilk başta yadırgayacağım için  gözümün alışmasını bekledim yorumlamak için. Ama içime hala tam olarak sinmiş beğenebilmiş değilim. Sadece HD yazısının ekranın sol alt köşesinde olması hoş olmuş.Yoksa şu "sinema" yazısını biraz bilgisayardan grafikten anlayan herkes yapabilir. Genel hoşnutsuzluğum ise "sinema" yazısından sonra gelen kanal adlarını belirten renklerde.


Bu sarı tv yazısı fazla göze batıyor ve güzel değil.


Alelade bir "sinema" yazısı ve fosforlu 2


Ailenin turuncusuna da "eh işte diyelim" yine.


1001' in fosforlu yeşili de yine 2'nin fosforlu sarısı gibi göze batıyor.
 Sinema tv'leri D-Smart'tan takip ettiğim için ve D-Smart'ta da Sinema Tv AŞK ve AKSİYON olmadığı için o kanalların logolarına yorum yapamayacağım.
 Eski logoları madem değiştirmek istemişti kanal yöneticileri keşke daha iyisi olsaydı eskisinden. Film kanallarında şeffaf logolar olması gerektiğini düşünmüşümdür hep; ammavelakin kanal 2 ve 1001'in logolarındaki fosforlu renkler gerçekten kötü duruyor. Ne diyelim eskisi geri gelmeyeceğine göre biraz alışmaya çalışacağız, biraz da logolora pek fazla bakmayacağız.

HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ

 Hep büyüklerimiz tarafından söylenmiştir bize okumayı öğrendiğimiz ilk zamanlardan itibaren,"Aman çocuğum, tane tane yavaş oku!" diye işte o yüzden toplumumuzda yavaş okumanın geçer akçe olduğu yönünde yanlış bir algı var. 
 En başta biz nasıl okuyoruz, hızlı okumanın mantığı nedir ?
 Bu sorunun cevabı basit: Biz soldan sağa doğru kelime kelime okuyoruz.
 Hızlı okumada ise göz önce satıra sonra paragrafa sonra da sayfanın tamamına odaklanıyor. Gerçekten hızlı okuyan birini görürseniz o'nun sadece sayfaları çeviren bi şapşal olduğunu zannedebilirsiniz ilk başta.
 Peki hızlı okuma için neler yapabilirsiniz ?
Mesela bunun bir kursuna gidebilirsiniz.
İnternette çeşitli sitelerde çeşitli alıştırmalar var, onları yapabilirsiniz.
Çeşitli yazılar var, bu yazılarda söylenenleri uygulayabilirsiniz.
İşte benim de size söyleyebileceğim birkaç alıştırma, bakalım nelermiş onlar:

1-Önce elimize kalınca bir kitap alıyoruz bu kitabın sayfalarını yukarıdan aşağıya 2 dakika boyunca göz gezdirerek sayfalarını çeviriyoruz.

2- Bu sefer elimize aldığımız kitabın sayfaları arasında gezinirken elimize bir kalem alıyoruz ve kalememizle satırların altını çizer gibi göz gezdiriyoruz.

3- Gözümüzle iki nokta belirliyoruz. Duvarda olabilir, masanın üstünde olabilir. Bu iki nokta arasında sürekli gözümüzü gezdiriyoruz hızlı biçimde.

4- Şimdi ise elimize bir kalem alıyoruz Bir de arka planda mesela duvarda bir nokta belirliyoruz. Daha sonra ise hızlı biçimde önce kaleme sonra da belirlediğimiz arka palndaki noktaya bakıyoruz.

  İşte alıştırmalarımız bunlar. Bu alıştırmaları 2 dakikadan 4-5 kez yaparsak günde ve 21 gün boyunca da sabredip devam edebilirsek sonuç gerçekten çok şaşırtıcı olabilir. Okuma hızınız önceki hızınızın 2 katına çıkabilir; anlama oranınız ise % 15 ile % 30 arasında artış gösterebilir.

                                                           O zaman şimdiden kolay gelsin :)))


NOT: Bu çalışma şekilleri Kişisel Gelişim Uzmanı Ziya Baran'ın seminer notlarından derlenmiştir.

Hoşça kal Kardeşim Deniz

İşte geldik gidiyoruz
hoşça kal kardeşim deniz
biraz çakılından aldık
biraz da masmavi tuzundan
sonsuzluğundan da biraz
ışığından da birazcık
birazcık da kederinden
bir şeyler anlattın bize
denizliğin kaderinden
biraz daha umutluyuz
biraz daha adam olduk
işte geldik gidiyoruz
hoşça kal kardeşim deniz
 

                                                27 Eylül, Pitsunda, 1958

Nazım Hikmet'in bir dev şiiri daha.
 Aşık Veysel'in "Uzun İnce Bir Yoldayım"ına selam çakmış sanki. O kadar başarılı içten ve duygu yüklü ki tarifi gerçekten imkansız. 
 Nazım, bize bu şiirinde; yaşamın boşluğu, anlamsızlığı, gelip geçiciliği üzerinde durmuş.
 Şiirin yazıldığı yıla bakarsak 1958 yılı Nazım'ın ölümünden 5 yıl öncesine denk geliyor. Yani artık Nazım'daki ölüm duygusunun  belirginleştiği ve benzer şiirler yazdığı zamanlara denk geliyor.
 Şair şiirinde yaşamı bir "deniz"e benzetiyor. Biraz "masmavi tuzundan", biraz "çakıl"ından alması da hayatın zorluklarından bahsediyor; çünkü şair mücadelecidir. "Masmavi"sinden yani güzelliğinden değil; "masmavi tuzundan" alması ise önemli bir ayrıntıdır. "Işığından"da  birazcık almasıyla sonraki dizelere biraz ışık tutuyor şair ki sonraki dizelerde de "umutluyuz" ve "adam olduk" desin.
 "İşte geldik, gidiyoruz" dizesiyle zaten bize Büyük Usta Veysel'in "Uzun ince bir yoldayım./ Gidiyorum gündüz gece." deyişine, büyüklüğüne yalınlığına yaklaşıyor.
 Biz de bu şiir daha çok Deniz Gezmiş'e adanmıştır. 1978'de Zülfü LİVANELİ besteleyip "Nazım Türküsü" albümünde yayınlamıştır ilk. Ama en güzeli Leman SAM'ın yorumudur:

HOŞÇA KAL KARDEŞİM DENİZ !!!